Hz. Ali ile Olan Yakın Dostluğu
2025-05-05 14:38:06 tarihinde derlendi
Selmân-ı Fârisî ile Hz. Ali arasındaki dostluk, manevi bağların en güzel örneklerindendir. İkisi de ilim ehli olan bu sahabiler, derin sohbetleriyle bilinirdi. Hz. Ali'nin "İlmin on parçası vardır, dokuzu Selmân'dadır" ifadesi, ona duyduğu saygıyı gösterir. Peygamber vefatından sonra da süren bu dostluk, Selmân'ın Hz. Ali'ye bağlılığı ve fikirlerine verdiği değerle pekişmiştir.

Selmân-ı Fârisî
Selmân-ı Fârisî, İslam tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri olarak, Hz. Muhammed'in en yakın sahabelerinden biri olarak kabul edilir. Aslen İranlı olan Selmân, Mecusi bir aileden gelmesine rağmen Hristiyanlığı ve sonrasında İslam'ı benimsemiştir.
Hayatı hakikat arayışı ile geçen Selmân, doğduğu İsfahan'dan ayrılarak önce Hristiyan rahiplerden bilgi edinmiş, ardından uzun bir yolculukla Medine'ye ulaşmıştır. Medine'de köle olarak yaşarken Hz. Muhammed ile tanışmış ve Müslüman olmuştur. Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed onun özgürlüğüne kavuşması için yardım etmiştir.
Hendek Savaşı'nda, Medine'nin savunması için hendek kazma fikrini ortaya atan kişi olarak tarihe geçmiştir. Bu stratejik öneri, İslam ordusunun sayıca üstün düşman karşısında başarılı olmasını sağlamıştır.
Selmân-ı Fârisî'nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 35-36 hicri yıllarında (656-657) Medain'de vefat ettiği düşünülmektedir. Mezarı bugün Irak'tadır ve ziyaret edilen önemli bir mekândır.
İslam tarihinde ilim, irfan ve takvasıyla tanınan Selmân, "Ehl-i Beyt'ten" sayılmış ve "Hikmetin Kaynağı" olarak anılmıştır. Farklı kültürlerden gelen ve tek Allah inancını bulan bir şahsiyet olarak, dinler arası diyalog ve hoşgörünün de sembolü olmuştur.
Hz. Ali ile Olan Yakın Dostluğu
Selmân-ı Fârisî ile Hz. Ali arasındaki dostluk, İslam tarihinin en derin manevi bağlarından biridir. İki sahabinin ilişkisi, ortak bir ilim ve hikmet arayışına dayanır. Selmân, Hz. Ali'nin ilmini takdir etmiş, onu 'İlmin kapısı' olarak görmüştür. Hz. Ali de Selmân'ın bilgeliğine ve manevi derinliğine saygı duymuştur. Peygamber'in vefatından sonraki siyasi karışıklıklarda Selmân, Hz. Ali'nin yanında yer almıştır. Medain valiliği sırasında da Hz. Ali ile mektuplaşarak ondan fetvalar istemiştir. Bu dostluk, Şii gelenekte özellikle vurgulanır. İki sahabi arasındaki bağ, İslam kardeşliğinin, ilim ve takva temelinde kurulan dostlukların güzel bir örneğidir.